X

DOSYA HABER - ABD'de artan siyahi karşıtlığı ülkeyi "Sivil Haklar Hareketi" öncesine götürüyor

Kaliforniya Santa Barbara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Jean Beaman:
- "ABD'de siyahilere yönelik ırkçılığın kökleri, 200 yılı aşkın süre boyunca Afrikalıların zorla köleleştirilmesi ve ücretsiz çalıştırılması dönemine kadar uzanıyor. Bu ücretsiz iş gücünü meşrulaştıran mantık, köleliğin kaldırılmasından yıllar sonra bile devam ediyor" - "Siyahi karşıtı ırkçılığın arttığı bir dönemden geçiyoruz. Siyahi Amerikalıların son 50 yılda elde ettiği kazanımlara rağmen ne yazık ki geriye gidiyoruz. Tüm bunlar bizi ülke olarak Sivil Haklar Hareketi öncesine geri götürüyor"

21.04.2024 - 15:16

İSTANBUL - GÜLÇİN KAZAN DÖGER - Kaliforniya Santa Barbara Üniversitesi Fen ve Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Jean Beaman, ABD'de her geçen gün daha fazla siyahi karşıtı ırkçı olayın yaşandığını belirterek, bu durumun ülkeyi 1950'lerde başlayan ırksal eşitlik mücadelesi Sivil Haklar Hareketi'nin de gerisine götürdüğünü söyledi.

AA'nın siyahilere yönelik ırkçılığı ele aldığı 3 haberden oluşan haber dosyasının son bölümünde, akademisyen Beaman, ABD'de siyahilere yönelik ırkçılığı ve ayrımcılığı değerlendirdi.

Beaman, ABD tarihinde siyahilere yönelik ırkçılığın köklü geçmişi olduğunu anımsatarak, şunları aktardı:

"ABD'de siyahilere yönelik ırkçılığın kökleri, 200 yılı aşkın süre boyunca Afrikalıların zorla köleleştirilmesi ve ücretsiz çalıştırılması dönemine kadar uzanıyor. Bu ücretsiz iş gücünü meşrulaştıran mantık, köleliğin kaldırılmasından yıllar sonra bile devam ediyor. Bununla bağlantılı olarak ABD'nin köle emeği üzerine inşa edilmesine rağmen siyahi Amerikalılar emeklerinden kar ya da fayda sağlayamazken, beyaz Amerikalılar bundan faydalanabiliyordu. Bugün, en hafif tabirle bu tutarsızlığın devam eden etkilerini görüyoruz."

ABD'de siyahilerin 1965'e kadar oy kullanamadığını, bugün bile bazı eyaletlerdeki seçim yasalarının siyahilerin oy kullanma hakkını kısıtladığını dile getiren Beaman, "Şu anda, oy verme de dahil olmak üzere hayatın çeşitli alanlarına siyahilerin katılımıyla ilgili büyük tepkilerin olduğu bir dönemdeyiz. Oy kullanma yeterliliğini ve gerekliliklerini kısıtlamaya yönelik giderek daha fazla adım atıldığını görüyoruz. Tüm bunlar bir ülke olarak bizi sivil haklar hareketi öncesine geri götürüyor." ifadesini kullandı.

Sivil Haklar Hareketi'nin üzerinden yıllar geçmesine karşın insanlar hala ırkçı görüşlere sahip

Beaman, ABD'de 1955-1968 arasında etkili olan "Sivil Haklar Hareketi" ile siyahiler için eşitliğin savunulmaya başlandığına dikkati çekerek, şöyle devam etti:

"1950'li ve 60'lı yıllardaki Sivil Haklar Hareketi'nin miraslarından biri de ırk ve ırkçılık hakkındaki konuşma normlarını değiştirmesiydi. Öyle ki artık açıkça ırkçı olmak hoş görülmüyor ancak insanlar hala ırkçı görüşlere sahip. Bu yüzden birçok kişi genellikle renk körü söylemler kullanarak diğer toplumlar hakkında ırkçı görüşler dile getiriyor ve bunu yaparken de ırkçı olmadıklarını savunuyor."

Eski ABD Başkanı Donald Trump'ın siyahileri hedef alan açıklamalarına atıf yapan Beaman, "Birkaç siyasi örnek dışında toplumda ırkçılık genel olarak üstü kapalı yapılır. Farklı ırktan gruplar hakkında konuşurken, genellikle onların farklı kültürlerin parçası olduğundan ve bu kültürlerin eksikliğinden bahsedilir. İnsanlar bugün çok daha üstü kapalı şekilde ırkçılıkla ilgili konuşuyor." değerlendirmesini yaptı.

Siyahilerin 50 yılda elde ettiği kazanımlara karşın ne yazık ki geriye gidiyoruz

Jean Beaman, ABD'de siyahi nüfusun toplumsal olumsuz kalıp yargılara daha fazla maruz kaldığını kaydederek, "Siyahi karşıtı ırkçılığın arttığı bir dönemden geçiyoruz. Siyahi Amerikalıların son 50 yılda elde ettiği kazanımlara karşın ne yazık ki geriye gidiyoruz. Eğitim sistemimizde, barınmada ve istihdam alanlarında eşitsizlik ve adaletsizlik var. Toplumumuzun her kesiminde, beyazlarla karşılaştırıldığında siyahi olmak bir eksiklik olarak görülüyor." dedi.

Medyanın ülkedeki siyahi algısını şekillendiren önemli bir araç olduğunun altını çizen Beaman, "Ana akım medyanın, siyahileri doğru şekilde tasvir etmediğini ve haklarında son derece olumsuz, kontrol edici imajlar ve klişelere yer verdiğini gösteren çok sayıda bilimsel çalışma var. Medyada siyahilerin, beyazlarla aynı suçları işleseler bile suçlu ya da suça eğilimli olarak tasvir edilmesi daha yaygın." diye konuştu.

Beaman, Minneapolis'te 25 Mayıs 2020'de siyahi George Floyd'un polis şiddetiyle öldürüldüğü olaya işaret ederek , sözlerini şöyle tamamladı:

"Polis şiddeti ve polis tacizi, siyahi nüfusa karşı geçmişten bugüne devam eden büyük bir sorun. Siyahilerin polisle günlük etkileşimi onları marjinalleştiriyor. Sosyal kontrol aracı olarak işlev gören polis, tarihsel olarak beyazları siyahilerden, siyahileri de beyazlardan uzak tuttu. Bu mantık ya da ideoloji bugün de pek değişmedi."