İSTANBUL - Bayındır İçerenköy Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ferit Kerim Küçükler, diyabet hastalığının sadece kan şekeri yüksekliği anlamına gelmediğini belirterek, diyabetin kan damarlarına ve sinirlere zarar vererek vücuttaki birçok organ sistemini olumsuz etkilediğini ifade etti.
Hastaneden yapılan açıklamaya göre, diyabet, vücudun kan şekerini düzenleyememesi nedeniyle ortaya çıkan ve dünya genelinde hızla artan ciddi bir hastalık olarak biliniyor. Pankreasın yeterli miktarda insülin üretememesi veya ürettiği insülinin etkili bir şekilde kullanılamaması sonucu oluşan diyabet, çeşitli sağlık sorunlarına yol açabiliyor.
Uluslararası Diyabet Federasyonu verilerine göre, dünya genelinde 537 milyon yetişkin diyabet hastalığıyla yaşıyor ancak diyabetli bireylerin yüzde 44'ü henüz tanı almadığı için hastalık ve komplikasyonlarından farkında değil.
Açıklamada görüşlerine yer verilen Bayındır İçerenköy Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ferit Kerim Küçükler, diyabetin hızla artan bir halk sağlığı sorunu olduğunu belirtti.
Küçükler, bazı ailelerde genetik nedenlerle diyabete daha sık rastlanıp, bu faktörlerin değiştirilemez ancak çevresel faktörler üzerinde kontrol sağlanabildiğini aktararak, şunları kaydetti:
"Diyabetin en yaygın risk faktörleri obezite, hipertansiyon, genetik yatkınlık, sigara, hareketsiz yaşam, polikistik over sendromu ve uykusuzluktur. Obezite ve hareketsiz yaşam tarzı, diyabetin artışında başlıca nedenlerdir. Diyabetli yetişkinlerin yaklaşık yüzde 80'i fazla kilolu veya obezdir ve ayrıca ailesinde diyabet geçmişi olan bireylerin hastalığa yakalanma riski 2-3 kat daha fazladır. Günümüzde çocuklarda ekran başında fazla zaman geçirme ve fast food tüketimiyle diyabet riski erken yaşlara kadar inmiştir. Modern yaşamın bir diğer unsuru olan endokrin bozucu kimyasallar da diyabet gelişme riskini artıran çevresel faktörler arasında yer almaktadır."
Diyabet hastalığının sadece kan şekeri yüksekliği anlamına gelmediğini vurgulayan Küçükler, diyabet, kan damarlarına ve sinirlere zarar vererek vücuttaki birçok organ sistemini olumsuz etkilediğini kaydetti.
Diyabet ileri vakalarda uzuv kaybına kadar gidebilecek ciddi bir tabloya neden olabiliyor
Küçükler, diyabetli bireylerde kalp hastalığının ve inme riskinin oldukça yüksek olduğunun bilgisini paylaşarak, "Bununla birlikte böbrek hastalıkları, 'diyabetik retinopati' olarak adlandırılan ve görme kaybına yol açabilen göz hastalığı, sinir hasarları gibi ciddi sağlık sorunlarının da diyabetin yaygın komplikasyonları arasında yer alıyor. Diyabet kontrol altına alınmamasıyla ortaya çıkabilen ve 'diyabetik ayak' olarak bilinen durumun ise ayaklarda yara, enfeksiyon ve daha ileri vakalarda uzuv kaybına kadar gidebilecek ciddi bir tabloya neden olabiliyor." değerlendirmesinde bulundu.
Diyabetin önlenmesinin ve yavaşlatılmasının mümkün olduğunu anlatan Küçükler, ilaçlardan ziyade yaşam tarzında yapılacak kalıcı değişikliklerin esas olduğunu bildirdi.
Küçükler, Akdeniz tipi beslenmenin, sağlıklı bir yaşam için en uygun beslenme modeli olduğunun altını çizerek, "Düzenli fiziksel aktivite, kan şekerinin dengelenmesine ve diyabet riskinin azaltılmasına katkı sağlar. Her gün 30 dakika yapılacak orta tempolu yürüyüşler bile bu konuda büyük fayda sağlar. Ayrıca, diyabet tedavisinin her bireyin ihtiyaçlarına özel olarak planlanması gerekmektedir. Diyabetli hastaların yaşam boyu sağlıklı bir diyet programı sürdürmeleri, hem kan şekeri yönetiminde hem de diyabetin komplikasyonlarının önlenmesinde kritik öneme sahiptir." ifadelerini kullandı.