İSTANBUL - ŞULE ÖZDEMİR ÖZKAN - Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) döneminde, 1932 ile 1933 yılları arasında yaklaşık 4,5 milyon Ukraynalının hayatını kaybettiği "büyük açlık" olarak adlandırılan "Holodomor" olayının Avrupa Parlamentosu (AP) tarafından "soykırım" olarak tanınması, uluslararası alanda Rusya'ya karşı güçlü blok oluşturma çabası olarak değerlendiriliyor.
Başkent Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Aydıngün, AA muhabirine, Holodomor'un AP tarafından "soykırım" olarak kabul edilmesini, Ukrayna ve Rusya arasında devam eden savaş açısından değerlendirdi.
Prof. Dr. Aydıngün, uluslararası hukuka göre Holodomor'un "soykırım" olup olmadığı konusunda farklı yaklaşımların olduğunu belirterek, çoğu Rus akademisyen, araştırmacı ve siyasetçinin olayın soykırım olmadığı yönünde görüş bildirdiğini söyledi.
Aydıngün, AP'nin 15 Aralık 2022'de, milyonlarca Ukraynalının ölümüne yol açan SSCB politikalarını "soykırım" olarak kabul edip tüm ülke ve kuruluşlarını da bunu tanımaya yönelik çağrısıyla ilgili şunları dile getirdi:
"Birleşmiş Milletler (BM) 1948 Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi, soykırım suçunu işleme niyetinin belgeyle kanıtlanmasını gerekli kılıyor. Batılı araştırmacılar, çoğunlukla kurbanların sayısını yüksek gösterirken, çok sayıda Rus araştırmacı Holodomor'un soykırım olmadığını ileri sürerek ölenlerin sayısını düşük gösteriyor. Bir olayın soykırım olarak tanımlanması sürecinde ölüm sayılarından çok olayda asli niyetin kanıtlanması gerekiyor. Asli niyetle kastedilen, belirli bir etnik, milli veya dini grubun ortadan kaldırılmasına yönelik eylemlerin olması."
- Holodomor sadece Ukrayna'ya değil, insanlığa karşı suç olarak görülmeli
Holodomor'u "soykırım" olarak tanıyan ülkeler olduğunu belirten Aydıngün, SSCB döneminde uygulanan sanayileşme ve kolektifleşme politikalarının yol açtığı açlığın, tüm Ukraynalıları ortadan kaldırmaya yönelik olduğu iddiasına ilişkin şunları söyledi:
"Yapılabilecek en gerçekçi analiz, 1930'ların başlarında bölgedeki güçlü milliyetçilik nedeniyle SSCB lideri Josef Stalin'in Ukraynalıları tehdit olarak görüp cezalandırmak istemesi ancak kötü yönetim ve planlamayla merkezi ve yerel düzeyde yapılan hatalar sonucu yaklaşık 4 milyon insanın hayatını kaybettiğidir. Bu konuda verilecek hüküm ne olursa olsun Holodomor, Ukrayna tarihinin bir döneminde derin acıların yaşanmasına ve çok sayıda kişinin ölmesine yol açan bir insanlık suçudur."
Aydıngün, ABD'deki bazı eyaletlerin, çeşitli ülke meclislerinin ve uluslararası örgütlerin Holodomor'la ilgili kararlarının olduğunu anımsatarak, Türkiye'nin Holodomor'u "soykırım" olarak tanımadığını aktardı.
Rusya'nın savaş suçu olarak değerlendirilebilecek eylemleriyle Holodomor arasında özdeşlik kurulmak isteniyor
Batı'nın, devam eden Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle Holodomor'u hatırlatıcı olarak kamuoyuna sunduğundan bahseden Aydıngün, "AP'nin soykırım kararı ve diğer ülke meclislerine yaptığı benzer karar alma çağrısı, Ukrayna halkının geçmişte yaşadığı toplumsal felaketi dünya kamuoyuna taşıyarak Rusya üzerinde baskı kurma girişimi olarak değerlendirilebilir." dedi.
Aydıngün, Batı'nın Rusya'ya Holodomor nedeniyle ileride yaptırımlarla karşılaşabileceği mesajını verip olayı "soykırım" olarak tanıyan 33 ülkenin dışındakilerde de farkındalığı artırarak bu ülkeye karşı güçlü muhalif blok oluşturmayı hedeflediğini belirtti.
Holodomor'un 1950'li yıllardan itibaren yurt dışındaki Ukrayna diasporası tarafından ön plana çıkartıldığına ve ilk kez 1993'te Ukrayna'da ulusal düzeyde anıldığına dikkati çeken Aydıngün, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ukrayna'da ulus devlet ve milli kimlik inşa sürecinde politika yapıcılar, Holodomor'u diğerlerinden daha çok yapı taşı olarak belirledi. Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy yönetimi ve Avrupa Birliği (AB), savaşın yarattığı mağduriyetten hareketle Holodomor'u Rusya'ya karşı siyasi hamle üstünlüğü sağlamak için gündeme getiriyor. Dahası Ukrayna konuyu Rusya'dan soykırım tazminatı talep etmeye kadar götürebilir."
Aydıngün, Fransasız Senatosunun, 17 Mayıs'ta Paris yönetimini, Holodomor'u "soykırım" olarak tanımaya çağıran önergeyi kabul etmesine ilişkin şu değerlendirmede bulundu:
"AB'nin tarihsel olaylar üzerinden Rusya'ya yönelik kararları, tutum ve davranışları AB ülkeleri ve Rusya arasındaki gerginliği daha da artırmaktan başka bir işe yaramayacak çünkü Rusya Holodomor'la ilgili bu ve benzeri kararları ciddiye almıyor. Her ne kadar Holodomor'u soykırım olarak nitelendiren ülkelerin sayısı giderek artsa da bu kararların Rusya üzerinde ciddi tehdit yarattığını ileri sürmek pek mümkün görünmüyor."
Ukrayna, Rusya'nın 'ekmek sepeti'ydi
SSCB'nin 1929-1935'te devlet çiftliklerinde uyguladığı kolektivizasyon politikaları nedeniyle en çok can kaybının Kuban bölgesi ve Ukrayna'da gerçekleştiğini anlatan Aydıngün, bu uygulamalara en fazla direncin Ukrayna köylüsünden geldiğini dile getirdi.
Aydıngün, SSCB'de büyük sanayi hedeflerini gerçekleştirmek amacıyla zorla uygulanan tarımda kolektifleşme politikalarının Ukrayna'da milyonlarca kişinin yaşamını yitirmesine yol açtığına işaret ederek, "Ukrayna, Sovyet tarımsal üretiminin dörtte birinden fazlasını üreterek, tahıl dışında diğer Sovyet bölgelerine önemli miktarda sebze, et ve süt sağlayabilecek bir besin deposuydu. Ukrayna, Rusya'nın 'ekmek sepeti'ydi." şeklinde konuştu.
- Holodomor trajedisi
Ukraynaca Holodomor, "insanların aç bırakılarak ölüme mahkum edilmesi" anlamına geliyor.
Sovyet rejiminin, 1932-1933 döneminde, Ukrayna topraklarında milyonlarca insanı aç bırakarak ölüme terk ettiği Holodomor trajedisinde 4,5 milyon kişinin hayatını kaybettiği belirtiliyor.
Ukrayna Parlamentosu, 2006'da olayı "soykırım" olarak tanımıştı.