X

Artan elektronik atık yükü insan sağlığını ve çevreyi tehdit ediyor

Dünya genelinde 2010'da 34 milyar kilogram elektronik atık ortaya çıkarken bu rakam 2022'de kişi başına yaklaşık 7,8 kilogram elektronik atığa denk gelen 62 milyar kilograma yükseldi - Ondokuz Mayıs Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yüksel Ardalı:
- "Elektronik atıkların doğaya bıraktığı kirlilik çevresel sürdürülebilirlik açısından ciddi bir problem oluşturuyor. Elektronik atıkların doğru şekilde yönetilmesi bu kirliliğin önlenmesi açısından önem taşıyor çünkü bu bileşikler biyolojik olarak parçalanmıyor, çevrede, toprakta, havada, suda, canlılarda, dokuda birikme özellikleri de var"

14.10.2024 - 11:08

İSTANBUL - YEŞİM YÜKSEL - Ondokuz Mayıs Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yüksel Ardalı, her yıl giderek büyüyen elektronik atık sorunu doğru ve etkin yönetilmediği takdirde çevre ve insan sağlığı üzerindeki risk ve baskıların artacağı uyarısında bulundu.

Dijital dönüşümle hayatın her alanında kullanımı artan teknolojik aletler yaşam biçimlerini, çalışma yöntemlerini, öğrenme süreçlerini, sosyal etkileşimleri değiştiriyor. Birçok kişi artık birden fazla elektronik cihaz kullanırken bu cihazlar arasında ev aletleri, bilgisayarlar, akıllı telefonlar, elektrikli bisikletler ve skuterler gibi farklı kategorilerden ürünler bulunuyor.

Bu cihazların kullanımının bir sonucu olan elektronik atık sorununa dikkati çekmek ve elektronik atık yönetimini teşvik etmek amacıyla değişik ülkelerden çok sayıda kuruluşun bir araya gelerek oluşturduğu Uluslararası Atık Elektrikli ve Elektronik Ekipman (WEEE) Forumu tarafından 14 Ekim, "Uluslararası Elektronik Atık Günü" olarak kabul edildi.

Birleşmiş Milletler Eğitim ve Araştırma Enstitüsü (UNITAR), Uluslararası Telekomünikasyon Birliği (ITU) ve Fondation Carmignac ortaklığında hazırlanan 4. Küresel E-Atık İzleme Raporuna göre, dünya genelinde 2010'da 34 milyar kilogram elektronik atık ortaya çıkarken bu rakam 2022'de kişi başına yaklaşık 7,8 kilogram elektronik atığa denk gelen 62 milyar kilograma yükseldi. Bu miktarın 31 milyar kilogramını metaller, 17 milyar kilogramını plastikler, 14 milyar kilogramını ise maden, cam ve kompozit gibi malzemeler oluşturdu.

Kişi başına en fazla elektronik atık ortaya çıkaran kıtalar arasında Avrupa 17,6 kilogramla ilk sırada yer alırken onu 16,1 kilogram ile Okyanusya, 14,1 kilogram ile Amerika kıtası takip etti.

Atıkların yüzde 22,3'ü çevre dostu şekilde resmi olarak toplanıp geri dönüştürülürken belgelendirilmiş resmi toplama ve geri dönüşüm oranları kıtalar arasında önemli ölçüde değişiklik gösterdi. Bu alanda Avrupa yüzde 42,8 ile ilk sırada yer alırken en düşük elektronik atık geri dönüşüm oranı yüzde 1'le Afrika kıtasında gerçekleşti.

Avrupa'da kişi başına 7,53 kilogram, Okyanusya'da 6,66 kilogram, Amerika kıtasında 4,2 kilogram belgelenmiş kişi başına toplama ve geri dönüşüm miktarı hesaplandı.

- Elektronik atıklar 6 kategoride sınıflandırılıyor

Elektronik atıkların üretim, tüketim ve tüketim sonrası sürecine ilişkin AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Ardalı, her yıl kullanım süresi dolan milyonlarca elektronik atığın çöp olarak değerlendirilmemesi gerektiğini vurguladı.

Uygun şekilde atılmayan veya geri dönüştürülmeyen atıkların çevre ve insan sağlığı için tehdit oluşturduğunu belirten Ardalı, şunları kaydetti:

"Elektronik atıklarla ilgili yönetmeliğimiz var. Yönetmelik bu atıkları 6 kategoriye bölüyor. Birinci kategoride buzdolabı, soğutucular, iklimlendirme cihazları, ikinci kategoride çamaşır makineleri, bulaşık makineleri, fırınlar var. Üçüncü kategoride televizyon ve monitörler, dördüncü kategoride bilişim ve telekomünikasyon, beşinci kategoride aydınlatma ekipmanları, altıncı kategoride de küçük ev aletleri yer alıyor."

Elektronik atıkların tehlikeli ve toksik maddelerin yanı sıra doğru değerlendirildikleri takdirde değerli ham madde içeriğine de sahip olduklarına değinen Ardalı, çeşitli raporlarda 2030'a kadar 74 milyon ton elektronik atığa ulaşılacağı bilgisinin yer aldığını kaydetti.

Türkiye'deki elektronik atık miktarında ciddi artış yaşandığına dikkati çeken Ardalı, şöyle devam etti:

"Dünyadaki durum Türkiye'de de geçerli. Mevcut sistemler yetersiz olduğundan çoğu elektronik atık çevreye atılıyor ya da bilinçsiz şekilde bertaraf ediliyor. İngiltere'de yapılan son bir araştırmaya göre, 627 milyon ton kablo çöpe atılıyor veya saklanıyor. Bu miktar, Ay'a gidip gelmeye yetecek kadar kablonun elimizde mevcut olduğu anlamına geliyor. Atık elektrikli ve elektronik eşyaların yönetimi hakkındaki mevzuatta elektronik atıkların oluşumunun önlenmesi, yeniden kullanımı, geri dönüşümü, geri kazanımı yoluyla bertarafının azaltılması, kaynakların verimli kullanılması, değerli ikinci ham maddelerin geri kazanılması şeklinde olması gerektiği belirtilmiş. Tüketicinin bu konuda bilinçlendirilmesi gerekiyor. Elektronik atıkların evsel atıklarla karıştırılmaması lazım."

Elektronik atığa sahip kişinin, bu atığı belediyenin belirlediği atık noktalarına bırakabileceği gibi eğer ağır bir atığı varsa belediyeden bunu almasını isteyebileceğini hatırlatan Ardalı, vatandaşların, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının "ALO 181" çağrı merkezinden de destek alabileceğini aktardı.

Cıva, kloroflorokarbon gibi tehlikeli maddeleri çevreye vermiş oluyoruz

Dünya nüfusunun yüzde 66'sının elektronik atık mevzuatına tabi olmasına rağmen 40 milyon ton elektronik atığın çöp sahalarına atıldığını, yakıldığını veya standartlar dışında işlendiğini vurgulayan Ardalı, "Atıkların uygunsuz şekilde işlenmesinin ya da bertaraf edilmesinin de tedarik zincirinden değerli ve kritik ham maddelerin büyük ölçüde kaybolmasına ve gelişmekte olan ülkelere yasa dışı atık sevkiyatları yoluyla ciddi sağlık, çevre ve toplum sorunlarına neden olduğunu söyleyebiliriz. Bir elektronik atığı çöpe attığımızda ya da kayıt dışı toplama sistemine verdiğimizde içindeki toksik maddeler nedeniyle hem insan hem de biyoçeşitlilik açısından büyük bir problem ortaya çıkıyor. Cıva, kloroflorokarbon gibi tehlikeli maddeleri çevreye vermiş oluyoruz." diye konuştu.

Türkiye'de 2019'da ortaya çıkan elektronik atık miktarının 847 bin ton, kişi başına düşen elektronik atık miktarının ise yaklaşık 10 kilogram olduğu bilgisini veren Ardalı, elektronik atık geri dönüşüm oranının yüzde 6, resmi kayıtlarda toplanamayan ve atık yönetimi yapılamayan elektronik atıkların miktarının ise 796 bin ton olduğunu bildirdi.

Elektronik atıkların öncelikli olarak sistematik şekilde toplanması, toplanan atıkların sınıflandırılması ve sonrasında parçalara ayrılarak geri dönüşüm veya geri kazanım sürecine dahil edilmek üzere ayrıştırılması gerektiğinden bahseden Ardalı, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bu kirleticiler toprağa, suya, havaya karışacak, toprağın asitlenmesine neden olacak. İçerdikleri tehlikeli bileşenler nedeniyle uygun şekilde yönetilmezlerse insan ve çevre sağlığını tehdit ediyor. Elektronik atıkların doğaya bıraktığı kirlilik çevresel sürdürülebilirlik açısından ciddi bir problem oluşturuyor. Elektronik atıkların doğru şekilde yönetilmesi bu kirliliğin önlenmesi açısından önem taşıyor çünkü bu bileşikler biyolojik olarak parçalanmıyor, çevrede, toprakta, havada, suda, canlılarda, dokuda birikme özellikleri de var."

Elektronik atık miktarının azaltılması için endüstride süreç verimliliğine vurgu yapılması, geri dönüşüm uygulamalarının yaygınlaştırılması, yeni ürün tasarımlarında sürdürülebilir alternatifler tercih edilmesi ve tüketicinin bilinçlendirilmesi tavsiyelerinde bulunan Ardalı, bu sayede hem enerji tasarrufu sağlanacağını hem de atık miktarı azaltılarak güçlü bir ekonomi kurmanın mümkün olacağını dile getirdi.