İSTANBUL - YEŞİM YÜKSEL - Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi (İPM) İklim Değişikliği Çalışmaları Koordinatörü Dr. Ümit Şahin, Avrupa Birliği'nin (AB) net sera gazı emisyonlarını 2040'a kadar 1990 seviyelerine göre yüzde 90 azaltma hedefinin gerçekçi ancak AB ülkelerinin tarihsel sorumlulukları nedeniyle yetersiz olduğunu söyledi.
Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi verilerine göre, AB'de 1990'da ortaya çıkan net 4 milyon 658 bin 202 ton karbondioksit eş değeri emisyon, 2021 yılına gelindiğinde 3 milyon 241 bin 716 tona geriledi.
Sera gazı emisyonlarını azaltma hedefini sürdüren Avrupa Birliği Komisyonu, geçen hafta, AB bölgesindeki net sera gazı emisyonlarının 2040'a kadar 1990 seviyelerine göre yüzde 90 azaltılmasını önerdi.
Bilim insanları tarafından iddialı bir hedef olarak yorumlanan tavsiyenin fosil yakıt kullanımının azaltılmasıyla mı yoksa karbon yakalama ve depolama gibi yöntemlerle mi hayata geçirileceği konusunda belirsizlikler bulunurken AB'deki mevcut hükümetlerin iklim politikasını önceleyen çalışmalara önem vermemesinin de 2040 hedefine ulaşmayı zorlaştırabileceği üzerinde duruluyor.
Komisyon tarafından 2021'de belirlenen mevcut hedefler, net sera gazı emisyonlarının 2030'a kadar 1990 seviyelerine kıyasla yüzde 55 oranında azaltılmasını içerirken, AB, 2022'de net sera gazı emisyonlarını 1990 seviyelerine kıyasla yüzde 32,5 azaltabildi.
2050'ye kadar "karbon nötr" hedefine ulaşmayı taahhüt eden AB, "net kesintiye" odaklanıp fosil yakıt sübvansiyonları ve kömür yakıtlı elektrik kaynaklarını da 2040'a kadar aşamalı şekilde kaldırmayı planlıyor.
Kalan 8 yılda yüzde 55'e ulaşması pek kolay görünmüyor
AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Şahin, AB bölgesinde 2022 sonunda 3 milyar tonu karbondioksit olmak üzere, 3,4 milyar ton civarında sera gazı emisyonu oluştuğunu belirtti.
AB'nin net sera gazı emisyonlarını 2040'a kadar 1990 seviyelerine kıyasla yüzde 90 azaltma hedefini gerçekçi bulduğunu kaydeden Şahin, AB üyesi 27 ülkeden Avrupa'nın en büyük ekonomileri arasında bulunan 23'ünün emisyonlarında yıllardır düşüş kaydedildiğini söyledi.
Mevcut eğilimlerin hızlanarak devam etmesi halinde AB'nin 2040'a kadar yüzde 90 azaltım hedefine ulaşmasının mümkün gözüktüğünü ifade eden Şahin, "Ancak yeterli değil çünkü Avrupa ülkelerinin tarihsel sorumluluğu yüksek ve bütün dünya ülkelerinin ortalama net sıfır yılının 2050 olması için ABD, AB ülkeleri, İngiltere, Avustralya, Kanada, Japonya gibi ülkelerin çok daha erken, 2040'ların başında, net sıfır emisyon düzeyine ulaşmaları gerekir." değerlendirmesinde bulundu.
Şahin, AB'nin sera gazı emisyonlarını 2030'a kadar 1990 seviyelerine göre yüzde 55 azaltma hedefiyle ilgili ise "AB, emisyonlarını 2022 sonuna kadar 1990'a göre yaklaşık yüzde 30 azalttı. Kalan 8 yılda yüzde 55'e ulaşması şu anki projeksiyonlarla pek kolay görünmüyor ancak büyük ihtimalle 2030'a kadar yüzde 50 azaltıma denk gelecek bir emisyon düzeyine oldukça yaklaşacaklar." dedi.
AB'nin fosil yakıt kullanımını hızlı ve sürdürülebilir şekilde azaltmadığı sürece karbon azaltma hedeflerine ulaşamayacağının altını çizen Şahin, Avrupa'da kömürden vazgeçilmeye başlandığına, petrolden uzaklaşmak için ise ulaşımın daha hızlı elektrikli hale gelmesi gerektiğine değindi.
Enerji sektöründe kullanımını zorlarlarsa fosil yakıtlara bağımlılığın ömrü uzar
Karbon yakalama ve depolama (CCS) teknolojilerinin yeterince gelişmediği ve ucuzlamadığı için yaygın kullanıma sahip olmadığı tespitini paylaşan Şahin, "Üstelik etkisi yani tutabildiği karbondioksit oranı da düşük. Enerji sektöründe kullanımını zorlarlarsa fosil yakıtlara bağımlılığın ömrü uzar, bunun da farkındalar. CCS'nin sanayideki proses emisyonlarının tutulması için kullanılması gerekecek ancak o da 2030'lardan sonra başlayabilir ve bu kadar pahalı ve zor olduğu sürece çok hızlı uygulanması da düşük ihtimal." diye konuştu.
AB'nin, 2040 hedefini açıklarken yaptığı "karbon emisyonlarının hedeflerle eş zamanlı şekilde azaltılması için uygun politik koşulların sağlanması gerektiği" vurgusunu da değerlendiren Şahin, enerji dönüşümünün istikrar gerektirdiğini ve Rusya-Ukrayna Savaşı, Kovid-19 salgını ve AB'de sağ popülist partilerin, eski ABD Başkanı Donald Trump taraftarı iklim inkarcısı çevrelerden kopyaladıkları görüşlerle iklim politikalarına karşı çıkmalarının süreci yavaşlattığını dile getirdi.
Sera gazı salımını azaltmak için hükümetlere düşen görevleri sıralayan Şahin, sözlerini şöyle tamamladı:
"AB bugüne dek ağırlıklı olarak emisyon ticaret sistemi gibi piyasa mekanizmalarıyla yol almaya çalıştı. Ancak regülasyonların daha önemli olduğunu da gördüler. Daha iddialı hedefler belirleyerek fosil yakıtların geleceğinin olmadığını göstermek ve böylece piyasayı yönlendirmek en önemlisi. Ayrıca yeni fosil yakıt aramalarına lisans vermemek, adil geçiş politikaları uygulayarak hızlı dönüşümün yurttaş üzerinde olumsuz etkilerde bulunmasına izin vermemek, yenilenebilir enerji ve elektrifikasyona daha fazla teşvik vermek ve iklim finansmanı olanaklarını artırmak çok önemli. Tabii yanlış politikalarla karbon fiyatının düşmesine de neden olmamak gerekiyor."