Güncel

ABD'deki İsrail yanlısı "hayır kuruluşları" işgale destek oluyor

İsrail'i destekleyen ABD'li hayır kuruluşları üzerine araştırmalar yapan Nathaniel Manock:
- "(İsrail'de) Yasa dışı yerleşimciler sürekli saldırı altındalarmış gibi bir algı yaratılıyor. Bazıları konuyu biliyor yine de destekliyor ama konuyu bilmeyenler için kampanyalar güvenlik amaçlı bağış kampanyası gibi görülebiliyor" - "Hristiyan-siyonist bir örgüt HaYovel'in yanı sıra bazı Yahudi kuruluşları da yasa dışı yerleşimlerdeki eğitim girişimlerini ya da diğer kurumları finanse etmeye çalışıyor. Bu faaliyetler, yasa dışı yerleşim faaliyetlerinin ve yerleşim girişimlerinin normalleştirilmesinin bir parçası olarak görülebilir"

İSTANBUL - HALİL İBRAHİM MEDET - ABD'de kar amacı gütmeyen hayır kuruluşları, yasal boşluklar ve yetersiz denetimlerden yararlanarak topladıkları bağışlarla İsrail ordusuna ekipman sağlıyor ve İsraillilerin Doğu Kudüs ile Batı Şeria'da gasbettiği Filistin topraklarına seyahatler düzenleyerek Filistin'in işgal edilmesine destek çıkıyor.

İsrail'i destekleyen ABD'li kar amacı gütmeyen hayır kuruluşlarının Filistin'in Ramallah kentindeki faaliyetleri üzerine araştırmalar yapan Nathaniel Manock, AA muhabirine, söz konusu kuruluşların İsrail'in yasa dışı yerleşim yerleri ve askeri işgaline nasıl destek sağladığını anlattı.

Manock, ABD'li kar amacı gütmeyen ve hayır kuruluşu olarak faaliyet yapan organizasyonların siyasilere yönelik düzenlediği gezilerle işgali desteklediklerini ve Filistin topraklarını gasbeden yasa dışı yerleşimcileri mağdur gibi göstererek bağış topladığını belirtti.

Nathaniel Manock, "Yerleşimciler sürekli saldırı altındalarmış gibi bir algı yaratılıyor. Bazıları konuyu biliyor yine de destekliyor ama konuyu bilmeyen kişiler için kampanyalar güvenlik amaçlı bağış kampanyası gibi görülebiliyor. Burada toplanan bağışlarla alınan yardım malzemeleri arasında çelik yelekler, kasklar ve dürbünler var. Doğrudan silah değil belki ama kesinlikle savunma veya güvenlik malzemesi olarak kabul edilebilecek şeyler." dedi.

Bağış ve seyahat kampanyalarının İsrail'in Filistin topraklarını gasbederek yürüttüğü yerleşim projelerini normalleştirme çabalarının bir parçası olduğunu ifade eden Manock, İsrail işgaline destek çıkan Hristiyan bir kuruluş olan HaYovel ve benzeri "kar amacı gütmeyen kuruluşların" yürüttükleri projeleri İncil'deki kehanetlerin yerine getirilmesiyle ilişkilendirdiğini ve Batı Şeria'yı "Yahudiye ve Samiriye" olarak adlandırdıklarını aktardı.

Manock, HaYovel'in Hristiyan-siyonist bir örgüt olduğunu ve materyallerinde sık sık İncil'deki kehanetlerden ve gönüllü programlarının bu kehanetlerle olan bağlantılarından bahsettiğini aktararak faaliyetlerini dini bir seyahat olarak çerçevelendiren bu örgütün düzenledikleri seyahatlerin Filistin halkı üzerindeki etkilerini ya da bölgedeki yerleşimci şiddetinin mağdurlarını görmezden geldiklerini söyledi.

- Gezilerle işgal normalleştiriliyor

ABD'li kar amacı gütmeyen kuruluşların işgal altındaki Filistin topraklarına düzenledikleri seyahatlerin uluslararası topluluklara sıradan bir misyon seyahati olarak sunulmasının büyük bir sorun olduğuna dikkati çeken Manock, bu faaliyetleri düzenleyen kuruluşlarla ilgili ülke çapında yasal mevzuat eksikliği bulunması nedeniyle vergi muafiyetini kaybetme ya da benzeri bir yaptırımla karşılaşmadıklarına işaret etti.

Manock, "Not On Our Dime" (Bizim Paramızla Değil) adlı bir girişimin New York eyaletinde bu tür kuruluşları hedef almayı ve gerekirse İsrail yerleşimlerini destekleyen kuruluşların vergi muafiyetini kaldırmayı amaçlayan bir yasayı yürürlüğe soktuklarını anımsatarak şunları söyledi:

"HaYovel gibi kuruluşların faaliyetleri bu girişimin hedef aldığı örneklerden biri olarak gösterildi. Bu yasa teklifi sadece eyalet düzeyinde olsa da ABD'de bu tür faaliyetlere karşı ortaya konulan nadir yasal önlemlerden biri olarak öne çıkıyor. HaYovel'in yanı sıra bazı Yahudi kuruluşları da yerleşimlerdeki eğitim girişimlerini ya da diğer kurumları finanse etmeye çalışıyor. Dini aidiyetler, hangi faaliyetlere ya da fonların nereye gideceğini şekillendiriyor. Ancak genel olarak baktığımızda, bu faaliyetler, (yasa dışı) yerleşim faaliyetlerinin ve yerleşim girişiminin normalleştirilmesinin bir parçası olarak görülebilir. Bu girişimlerin bir yan ürünü olarak ortaya çıkan şiddet de göz ardı ediliyor ya da meşrulaştırılıyor."

HaYovel gibi Hristiyan-siyonist kuruluşların veya İsraillilerin Doğu Kudüs ve Batı Şeria'da Filistin topraklarını gasbetmesi faaliyetlerini destekleyen Yahudi kuruluşların düzenlediği gezileri, "İsrail yanlısı daha geniş bir eğilimin sadece küçük bir parçası" olarak niteleyen Manock, 2022'de Amerika-İsrail Eğitim Vakfı (AIEF) tarafından finanse edilen bir geziye katılan Rhode Island'daki bir milletvekilinin bir sonraki yasama döneminde antisemitizmin tanımını Uluslararası Holokost Anma İttifakının (IHRA) kabul ettiği şekilde yeniden düzenleyen bir yasa tasarısı sunduğunu hatırlattı.

Manock, AIEF'in ABD'deki en büyük ve tanınmış İsrail yanlısı lobicilik kuruluşlarından biri olan Amerikan İsrail Kamu İşleri Komitesinin (AIPAC) bir kolu olduğunun altını çizerek sözlerini şöyle tamamladı:

"Bu gezilerin temel amacının İsrail yanlısı politikaları savunmak olduğu açıkça görülüyor ve bu, ABD'deki partiler veya ideolojik çizgiler arasında bir fark gözetmiyor. Bu tür geziler, daha geniş bir lobicilik stratejisinin küçük bir parçası olarak görülebilir ancak aynı zamanda bu gruplara sahadaki durumu kendi istedikleri gibi sunma fırsatı veriyor. Bu tür gezilerin Filistinlilere karşı uygulanan şiddeti, ister yerleşimlerde ister çevresindeki küçük topluluklarda olsun, gözler önüne sermeyeceğini tahmin ediyorum. Uluslararası hukuka baktığınızda, yerleşim faaliyetlerinin yasal olup olmadığı konusunda geniş bir görüş birliği bulunuyor ve bu faaliyetler (İsrail'in yasa dışı yerleşimleri), uluslararası hukuk organları ve sivil toplum kuruluşları tarafından büyük ölçüde yasa dışı olarak değerlendiriliyor. New York'taki 'Not on Our Dime' girişimi iyi bir başlangıç noktası ancak bu tür önlemler federal düzeyde kabul edilmedikçe süreç daha uzun sürecek. Bu kuruluşlar hukuki olarak kesinlikle gri alanlarda faaliyet gösteriyorlar ve uluslararası hukukun yerleşimleri kınayan görüşleriyle çelişiyorlar."

İşgal altındaki Batı Şeria'da 451 bin, Doğu Kudüs'te ise yaklaşık 230 bin İsrailli, Filistin topraklarını gasbediyor. Uluslararası hukuka göre Batı Şeria ve Doğu Kudüs'teki bu gasplar yasa dışı sayılıyor.

Kaynak: ANADOLU AJANSI