AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Meyer-Landrut Malatya'da çeşitli ziyaretlerde bulundu:
"Yeni hükümetin hangi alanlarda en acil ve öncelikli müdahale yapılması gerektiği konusunda bizlere gerekli yönlendirmeleri yapacağını umuyoruz. Burada yetkililerle yaptığımız görüşmeler neticesinde öncelikli iki konunun su ve yıkıntılar olduğunu belirledik" - Malatya Valisi Hulusi Şahin:
- "1 ay içerisinde şehirde hiç çadır kent bırakmayacağız. Vatandaşları içinde sıcak suyu ve banyosu olan konteynerlere alıyoruz" - "Kayısı ağaçları kurumadan sulama sistemlerinin devreye alınması lazım"
Malatya - Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut, Malatya'daki bölge ziyaretleri neticesinde su ve yıkıntıların kaldırılması konusunu öncelik olarak gördüklerini ve hükümetin, AB yatırımlarının etkin kullanımı için kendilerini en doğru şekilde yönlendirmesini beklediklerini bildirdi.
Meyer-Landrut, AB Katkılı Kırsal Kalkınma Destekleri (IPARD) kapsamında depremin ardından şehre ilk ziyaretini gerçekleştirerek, valilik, belediye başkanlığı, sanayi ve ticaret odaları yetkilileriyle bir araya geldi.
Mevcut koşullarda Malatya'da bulunmanın hem güzel hem hüzünlü olduğunu vurgulayan Meyer-Landrut, daha önce çok canlı olan şehirde şimdi farklı bir atmosfer yaşandığını dile getirdi.
Meyer-Landrut, Malatya'ya şehirdeki durumu daha iyi anlamak ve detaylı bilgi almak üzere geldiklerini belirterek, "Bu şekilde AB'den alınacak yardımın en iyi şekilde düzenlenmesine katkı sağlayabilirim. Bu ziyarette tarım alanındaki duruma, ihtiyaçlara ve en iyi nasıl yardımcı olabileceğimize odaklandık. Biz en iyi şekilde yardım sağlayabilmek için depremden etkilenen şehirlerin ihtiyaçları nedir bunu anlamaya çalışıyoruz." diye konuştu.
Sağlayacakları destek ve yardımı ihtiyaçlara ve en çok etkilenmiş alanlara yönlendirmek istediklerinin altını çizen Meyer-Landrut, AB olarak mevcut programlarını deprem sonrası destek için yeniden şekillendirdiklerini anlattı.
Meyer-Landrut, tarımla ilgili IPARD destekleri sağladıklarını vurgulayarak, IPARD açısından yeni bir dönemin başladığını dile getirdi.
Deprem sonrasında ortaya çıkan yeni ihtiyaç ve öncelikleri dikkate almak gerektiğini ifade eden Meyer-Landrut, şunları kaydetti:
"IPARD ile rekabetin güçlendirilmesini ve istihdam da sağlamayı amaçlıyoruz. Devletin öncelikli ihtiyaçlar konusunda bizi doğru yönlendirmesi çok önemli. Aksi takdirde sağlıktan tarıma kadarki geniş yelpazede seçim yapmak zor olur. Yeni hükümetin hangi alanlarda en acil ve öncelikli müdahale yapılması gerektiği konusunda bizlere gerekli yönlendirmeleri yapacağını umuyoruz. Burada yetkililerle yaptığımız görüşmeler neticesinde öncelikli iki konunun su ve yıkıntılar olduğunu belirledik."
Sulama sistemlerinin devreye alınması lazım
Malatya Valisi Hulusi Şahin de 200 yıllık tarihi şehrin 6 Şubat depremiyle 2 dakikada yıkıldığını belirterek, şimdi önlerinde yeniden inşa etmek için 2 yıl olduğunu söyledi.
Şehrin ticaret ve tarımının depremlerden darbe aldığını belirten Şahin, "Malatya kayısısı ile meşhur. Kayısı yıllık 400-500 milyon dolarlık ihracatı olan değerli bir ürün. Bu tamamen sulamaya bağlı. Sulama kanalları zarar gördü. Barajlarda da problemler var, bunların kısa zamanda tamir edilip tekrar ağaçlar kurumadan sulama sistemlerinin devreye alınması lazım." diye konuştu.
Şahin, Sultansuyu Barajı'nda tamiratın devam ettiğini dile getirerek, zarar gören sulama kanallarının ciddi maliyetleri beraberinde getirdiğini ifade etti.
Malatya'nın içme suyunu tamamen bir pınardan karşıladığını vurgulayan Şahin, oradan çıkan suyun aylarca çamur akması sebebiyle suyu kullanamadıklarını anlattı.
Şahin, IPARD destekleriyle yapılmış ve yüzde 95'i tamamlanmış kayısı lojistik deposunu ise deprem boyunca ana yardım deposu olarak kullandıklarını belirterek, tüm yardımları orada alıp tasnif ettiklerini ve dağıttıklarını, depoyu hala aynı amaçla kullandıklarını söyledi.
Bu yılın Türkiye için felaketler yılı olarak hatırlanacağını belirten Şahin, şöyle devam etti:
"Depremin ardından don felaketi yaşandı. Çiçekler etkilendi ve kayısı ürün hasılatı yüzde 40'lara kadar indi. Monilya diye bir hastalık ilk defa çıktı. Bu da zarar verdi. Ayrıca çok yağmurlu bir ilk bahar geçirdik. Pas diye bir hastalık oluştu, bu buğday için iyi olmadı. Felaketlerin biri bitti, biri başladı diyebiliriz. Tarım açısından hem ürün kalitesi hem de miktarı olarak iyi bir yıl değildi. Ahırlar yıkıldı. Devletin ciddi destekleri var, üreticiler bunu alıyorlar. Sulamalarla ilgili DSİ hızla reaksiyon gösterdi ve sulama sorunu inşallah yaşamayacağız. Barajlar doldu, yer altı suyu seviyesi yükseldi. Şu anda ağaçlarla ilgili kritik durum görmüyoruz. Bu seneyi atlatacağız. Seneye tüm kanalları yetiştireceğiz ve barajları onaracağız. Bu sene bir su sorunu, su kıtlığı yaşamayacağız."
1 ay içerisinde şehirde hiç çadır kent bırakmayacağız
Şahin, depremin ilk günlerinde şehirden yüzde 40-45 nüfus çıkışı olduğunu ancak bunların büyük kısmının kendi köylerine dağıldığını aktardı.
Nüfus ölçümünü yaparken telefon kullanımı dahil çeşitli parametreleri kullandıklarını anlatan Şahin, şu anda yüzde 35 civarında bir dönüş görüldüğünü ve şehrin nüfus kaybetmeyeceğine inandıklarını söyledi.
Malatya'nın Türkiye'nin en önemli karaciğer nakil merkezi olduğuna da değinen Şahin, depremden 3 gün sonra bu çalışmalara devam ettirdiklerini hatırlattı.
Şahin, dünyanın her yerinden Malatya'ya hastalar geldiğini belirterek, sağlık yönünden hiçbir eksikleri bulunmadığının altını çizdi.
Çadır kentleri de kaldırdıkları bilgisini veren Şahin, "1 ay içerisinde şehirde hiç çadır kent bırakmayacağız. Çadır kentleri konteyner kentlere çeviriyoruz. Çadırlarda barınmak hiç konforlu değil. Vatandaşları içinde sıcak suyu ve banyosu olan konteynerlere alıyoruz. Valilik olarak temel iki görevimiz var, çadır kentleri kaldırıyoruz, ağır hasarlı binaları yıkıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
TKDK projelerinde pozitif ayrımcılık istiyoruz
Malatya Ticaret ve Sanayi Odası Başkan Vekili Basri İlhan da depremler nedeniyle şehirde 20 bin iş yerinin yıkıldığını ve OSB fabrikalarının yüzde 50 personel kapasitesiyle çalıştığını aktardı.
AB ülkelerinin Malatya'nın en önemli ihracat pazarı olduğunu belirten İlhan, ticari hayatın ayağa kalkması için ciddi finansmana ihtiyaç duyduklarını bildirdi.
İlhan, AB fonlarından üyelerinin en üst seviyede yararlanmasını istediklerinin altını çizerek, bu konuda her türlü işbirliğine hazır olduklarını ifade etti.
Malatya kayısısının Türkiye'nin AB coğrafi işaret belgeli bir ürünü olduğuna dikkati çeken İlhan, şöyle devam etti:
"Kayısı yaklaşık 50 bin ailenin geçimini sağlıyor. 115 ülkeye ihracat yapıyoruz. AB ile daha fazla işbirliği geliştirmemiz gerektiğini düşünüyoruz. TKDK projelerinde Malatya'ya pozitif ayrımcılık yapılmasını istiyoruz. Devam eden AB proje bütçesinin günümüz ekonomik şartlarına göre güncellenmesi, deprem yaralarının sarılmasına önemli katkı sağlayacaktır. Üyelerimiz AB ülkelerine vize konusunda sorun yaşıyor. Bu konuda kolaylık sağlanmasını talep ediyoruz."
Odalarını ulusal AB bilgi merkezlerine açmayı istediklerini belirten İlhan, bu sayede üyelerini ve ilgilileri AB ile yapılan görüşmelere ilişkin daha doğru ve hızlı şekilde bilgilendirmeyi amaçladıklarını sözlerine ekledi.
Meyer-Landrut, Malatya Büyükşehir Belediye Başkanlığını da ziyaret etti. Burada Başkan Vekili Mehmet Çolak ile bir araya gelen Meyer-Landrut, şehir dışında olan Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan ile video konferans yöntemiyle görüştü.
Büyükelçi Meyer-Landrut, programı kapsamında kuru kayısı tesisi, çilek ve kayısı çiftliklerini de gezecek ve Arapgir Belediye Başkanı Haluk Cömertoğlu ile görüşecek.