Yulaf
Yulaf Nedir; Buğdaygillerden, en çok hayvan yemi olarak yetiştirilen otsu bitki (Avena sativa) ve bu bitkinin tanesi. Yulaf unu; Kurutulmuş yulaf tanelerinin öğütülmesiyle elde edilen un. Çayır yulafı; Buğdaygillerden, yulafa benzeyen bir kır bitkisi (Avenastrum).
Yulaf (Avena), bol nişastalı taneleri (tohumları) için yetiştirilen bir tarım bitkisi. Daha çok hayvan yemi olarak kullanılan bu tahıldan insanların beslenmesinde de yararlanılır.
Bir yulaf tarlası, buğday ya da arpa başaklarına benzemeyen, salkım biçimindeki dağınık başakları sayesinde öbürlerinden kolayca ayırt edilebilir. Sapçıkların ucunda bulunan başakçıkların her biri iki ya da üç tohum içerir. Dışları kılıfta ( iç kavuz ) örtülü olan bu tohumların ikisini (ya da üçünü ) birden yeniden zarsı iki yaprak (dış kavuz ) kuşatır.
Yulafın beyaz, siyah, sarı, kırmızı ya da boz tohumlu,kısa ya da uzun saplı pek çok çeşidi vardır. Tarım uzmanlarının öteden beri sürdürdükleri çalışmalarla değişik iklim ve toprak koşullarına uygun yulaf çeşitleri geliştirilmiştir. Örneğin, bunlardan kırmızı yulaf sıcak ve nemli iklimlerde yetiştirilir.
Yulafın dünyaya, yabanıl olarak yetiştiği Asya'nın batısı ile Avrupa'nın doğusu arasında kalan bölgelerden yayıldığı sanılır. Yabanıl yulaflardan türeyerek günümüze ulaşmış olan kültür yulafları içinde en çok yetiştirileni hiç kuşkusuz Avena sativa türüdür. Bugün yulaf, arpa ve çavdardan daha büyük miktarlarda üretilen bir tahıldır. Serin ve nemli iklimleri sevdiği için en iyi Avrupa'nın batı ve İskandinav ülkelerinini de içine alan kuzey bölümlerinde, Rusya'da ve Kuzey Amerika'da yetişir. Bununla birlikte Avustralya ve Yeni Zelanda'da da ekilir. Yulaf fazla yağış almayan kurak yerlerde kalın kavuzlu, uzunca tohumlar verir.
ABD ve Rusya dünyanın en çok yulaf üreten ülkeleridir; ama, İskoçya, İsveç ve Finlandiya gibi küçük kuzey ülkelerinde, buğday ve çavdardan daha iyi ürün verdiği için yulaftan geniş ölçüde yararlanılır. Türkiye'de ise başlıca Marmara, Ege ve İç Anadolu bölgelerinde yetiştirilen yulafın üretimi 350 bin tona yaklaşır.
Bol miktarda nişasta ile protein, vitamin ve mineraller de içeren yulaf taneleri en çok hayvan yemi olarak kullanılır. Ayrıca bitki tazeyken biçilerek yeşil yem ya da taneler hasat edildikten sonra kuru yem olarak hayvanlara yedirilir. Yulaf unundan hazırlanan hamur buğday unu gibi kabarmadığından ekmek yapımında kullanılmaz. Yulaf unundan daha çok lapa ya da gözleme gibi yiyecekler yapılır; taneleri ise özellikle kahvaltı için hazırlanan, besleyici değeri yüksek tahıl karışımlarına katılır. Yulaf eskiden buğdayın pahalı olduğu dönemlerde onun yerini almıştır. Bugün de kuzey ülkelerinde yulafın gıda ürünleri arasında küçümsenmeyecek bir yeri vardır.
Yulaf üretiminin yapıldığı bölgelerin çoğunda yulaf ilkbaharda ekilir. Kış yulafları dona ve kara dayanıklı olmadığı için Kuzey Kutbu'na yakın bölgelerde yetiştirilemez. Aynı arpa gibi yulaf da bazen üçgül ve buğdaygillerden öbür bazı bitkilerin fidelerini güneş ve rüzgârın zararlı etkisinden korunmak için, onlarla birlikte ekilir.
Yulafın Faydaları Yararları
Yulaf unu ve kepeği ile hazırlanan çorba ve lapa; hafif diyet yemeği ile beslenmeyi gerektiren tüm hastalıklarda mutlaka kullanılması gereken, çok değerli ve yararlı bir besindir. Örneğin, beslenme bozukluklarında, hastalık sonrasındaki güçsüzlüklerde, mide ve bağırsak hastalıklarında, safrakesesi, sarılık, mide iltihabı ve ülserinde kullanılabilir. Kahvaltıda yulaf kepeği çorbası veya diyet sütle karıştırılmış yulaf kepeği yendiğinde, 4-6 hafta içinde kolesterol düzeyi % 30-40 oranında, kan şekeri % 10-15 oranında azalabilir, dışkılama normalleşir ve kan basıncında azalma görülür. Yulaf kepeği bulamayanlar, yulaf ezmesi de kullanabilirler. Ama yulaf ezmesinin, kepeğe oranla daha fazla tüketilmesi gerekecektir.
Yeşil yulaf bitkisiyle hazırlanan çayın içimi de çok olumlu sonuçlar verir. Sinirsel bitkinlik haline ve uykusuzluğa karşı kullanılmalıdır. Kandaki ürik asit miktarını azaltarak, romatizma ve gut hastalıklarında yardımcı olur, yaşlıların genel anlamda güçlenmesini sağlar. Kan basıncı düzensizlikleri ve kalp rahatsızlıkları tedavilerinde destek olarak kullanılabilir. Deri döküntülerine ve cinsel yetersizliğe karşı denenebilir. İdrar kesesi zayıflığına veya hastalıklarına ve böbrek hastalıklarına karşı bitki çayı kullanılmalıdır. Erkeklik gücünü arttırıcı olarak da yararlı olabilir.
Yulaf tentürü ile, problemlerden kaynaklanan odaklanma bozuklukları, isteksizlik, iştahsızlık ve uykusuzluk halleri de tedavi edilebilir. Bu konulara bağlı kalp ritim bozuklukları da yok olur. Aşırı cinsel etkinlik sonrası yorgunluğu veya hastalık sonrası güçsüzlükleri dengelenebilir. Sigara, alkol veya uyuşturucu bağımlılığından kurtulmak için yulaf tentüründen mutlaka yararlanılmalıdır. Bu konuda pek çok başarı örnekleri mevcuttur. Bazı Avrupa ülkelerinde, madde bağımlılığına karşı tedavi eden bazı enstitülerde yulaf tentürü yıllardır kullanılmaktadır.
Yulafın Kullanım biçimleri
Yulaf çayı: Bir yemek kaşığı ince kıyılmış yeşil yulaf, orta boy bir su bardağı dolusu kaynar derecede sıcak suyla haşlanır, 10-15 dakika demlendikten sonra süzülür. Günde 3-4 bardak taze demlenmiş çay, tatlandırılmadan içilir.
Yulaf tentürü : Geniş ağızlı bir cam şişeye veya kavanoza yarıya kadar ince kıyılmış taze yeşil yulaf bitkisi koyulur ve üstüne, çalkalanabilecek bir mesafe kalana kadar elma sirkesi eklenir. Sıvı bitkinin üstüne çıkmalıdır. Sıcak bir ortamda 14 gün bekletilen cam kap arada bir çalkalanır. Süre sonunda dört kat tülbentten geçirilerek süzülür ve koyu renkli şişelerde, serince bir ortamda saklanır. Şişelerin kapakları çok iyi kapatılmalıdır.
Hatırlatma: Yulaf bitkisinin bilinen herhangi bir yan etkisi yoktur
Yulafın Kökeni
Yulafın vatanını Decandolle, Doğu Avrupa ve Tataristan; Hausknecht ise orta Avrupa olduğunu iddia etmektedir. Meşhur tasnifçi Kornicke ise Güney Avrupa ve Doğu Asya olarak göstermektedir.
Yulafın Anadolu'da yetiştirilmesi de oldukça eski bir maziye dayanmaktadır. On yedinci asırda yaşamış olan yunan yazarı Galenus eserinde Anadolu'da yulaf yetiştirilmesinden uzun uzadıya bahsetmiştir. Yulafın insanlar tarafından bilhassa dane verimi için ziraate alınması diğer buğdaygiller kadar eski değildir.
Yulafta çavdar gibi buğday ve arpaya göre yeni bir kültür bitkisidir. Yulafın Anadolu'da önceleri yabani ot olarak, sonraları da atlar için tane yem olarak yetiştirildiği bilinmektedir. Son yıllarda dünyada yulafın insan beslenmesinde öneminin artması endüstride kullanılmaya başlanması, yeşil yem ve yapay otlaklarda kullanılması ekimin artmasına neden olmuştur.
YULAF TARIMI
Yulafın Yeri ve Önemi
Yulaf toprak seçiciliği, çavdardan sonra en az olan serin iklim tahıl cinsidir. Yeterli nemi olan fakir topraklarda bile yetiştirilebilmektedir. Yulaf bataklık alanların tarım arazisine çevrilmesinde kullanılabilecek bitkilerden biridir.
Ülkemiz tarımında yulafın oldukça eski bir yeri vardır. Selçuklu ve Osmanlılar yulaf yetiştiriciliğine büyük önem vermişlerdir. Kıtlık yıllarında yulaf Anadolu'da ekmeklik tahıl olarak kullanılmıştır. Cumhuriyet döneminde yulaf ekim alanları 1960-65 yıllarına kadar sürekli artış göstermiş, 400.000 ha ekim alanına ve 600.000 ton üretime ulaşılmıştır.
Yulaf ekim alanları ve üretim miktarları dünyada ve ülkemizde önemli bir azalma göstermiştir. Ülkemizde son yıllarda önemli bir değişim göstermemekle birlikte 1960'lı yıllara göre azalmalar meydana gelmiştir. Ülkemizde en fazla yulaf üretimi Marmara Bölgemizde gerçekleşmektedir. Kocaeli ve Konya illerimizde yulaf üretim miktarı yüksek olup en fazla verim Yalova ilinde sağlanmaktadır.
Yulafın Bitki Özellikleri
Yulaf danesi tıpkı buğdayda olduğu gibi önce üç kökçük verir. Fakat kısa bir zaman sonra beş-altıya çıkar ve bundan kısa bir müddet sonra kaybolarak yerlerine toprak yüzüne yakın boğumlardan yeni kökler meydana gelir. Buğdaygiller içerisinde en kuvvetle kök sistemine sahip olan tahıl yulaftır. Çimlenme zamanında bile, yeni kökler meydana geldiği gibi mevcut kökleri de hayatta kalır.
Yulafta köklerin çoğu toprağın 20-25 cm derinliğe yayılmıştır. Yulafta kök sisteminin kuvvetli olmasından ötürü toprakta mevcut besin maddelerinden diğer buğdaygillere nazaran daha çok faydalanır.
Yulafın kardeşleşmesi orta derecelidir. Gövdesi ortalama 70-80 cm, bazen 113 cm kadar boy alır. Yaprakları 13-26, bazen 30 cm kadar uzunluktadır. 1-1,2 cm genişliktedir. Gövdesi kuvvetli olduğundan pek yatmaz, kulakçığı yoktur.
Yulafta dane rengi beyaz ve grimsidir. Sarı, siyah karışımı olanları da vardır. Danesi şekil bakımından uzuncadır, boyu 20-23 mm kadardır. Bin dane ağırlığı 19-30 gr tartar.
Hektolitresi 50-55 kg tartar, kavuz nispeti %27-29 dur.
Yulaf Taksonomisi
Dünyada ve Türkiye'de kültürü yapılan yulaflar hexoplaid gruba giren yulaflardır.
2n = 42 kromozomdan olan bu gruba Denticulatae adı da verilir. Bu grup iki alt gruba ayrılır:
1. Avena fatua Alt Grubu:
Dünyada kültürü yapılan beyaz yulaflar (Avena satıva) türü bu alt gruba girer. Dünyada kültür yulaflarının 2/3'ünü oluşturur.
Yulaf, buğday ve arpaya göre oldukça yeni bir kültür bitkisidir. Dünyada kültürü yapılan yulaflar; beyaz yulaf (Avena satıva L.) ve kırmızı yulaf (Avena byzantina Koch.) olarak gruplandırılmaktadır. Kırmızı yulaf-beyaz yulafa göre daha uzun bitki boyuna, daha iri salkım ve başakçıklara sahip olup, başakçık dış kavuzu ve taneleri daha koyu renktedir.
Beyaz yulafta tüylülük görülmez iken, kırmızı yulafta tüylülük vardır. En fazla ekim alanı ve üretime sahip olan beyaz yulaftır. Yulaf serin iklim tahılları içerisinde soğuğa en dayanıksız olan cinstir. Çimlenme minimumu 4-50C optimumu ise 20-250C'dir. Uygun çimlenme ortamında çimlenen yulaf; bitkisi ekim sıklığına, toprak nemi ve sıcaklığına bağlı olarak güçlü bir kök sistemi oluşturur. Kökler 25-30 cm yanlara ve 120-180 cm derinliğe kadar yayılabilir. Yulafın kök sisteminin güçlü oluşu onun su isteğinden kaynaklanmakta olup, soğuğa dayanımı çok zayıftır.
Yulaf sapında, sayıları 4-8 arasında değişen boğum ve boğum arası bulunur. Şap boğumları çeşide göre tüylü yada çıplak olabilir. Kardeşlenme yeteneği fazladır.
Yulafta çiçek topluluğu karışık salkım durumundadır. Çiçekler başakçık eksenine bağlanmıştır. Başakçıktaki çiçek sayısı çeşide ve çevre koşullarına göre 2-11, çıplak yulaflarda 3-12, kavuzlu yulaflarda 1-4 adet arasında olabilir. Çiçeklenme ve döllenme sırası uç başakçıktan alt başakçığa doğrudur. Bir yulaf bitkisindeki başakçık sayısı ortalama 60-70 adettir.
Erselik (erkek ve dişi organlar aynı çiçekte) çiçek yapısına sahip olan yulaf kendine döllenir. Ancak, tozlanma sırasında genellikle kavuzlar açıldığı için yulafta yabancı döllenme olasılığı da vardır.
Harmandan sonra yulaf taneleri kavuzlu çeşitlerde kavuzlu, çıplak taneli, yulaflarda ise çıplak durumdadır. Başakçıktaki tanelerin iriliği, diptekinden üstekine doğru belirgin bir şekilde azalır.
2. Avena sterilis Alt Grubu
Kültür formu olan kırmızı yulaf (Avena byzantina) türünün bu alt grubunda çıktığı kabul edilir.
Türkiye Yulaf Çeşitleri:
Türkiye için tescil edilen yulaf çeşitleri:
- Arlıptan (Avena satıva)
- Yeşilköy 1779
- Ankara 76
- Yeşil köy 330
Yulafın İklim ve Toprak İstekleri
Serin iklim tahılları içerisinde, iklim istekleri en fazla olan cins yulaftır. Çiçeklenmeden başaklanmaya kadar, sıcaklığı 15 0C yi geçmeyen serin bir hava ve yüksek nem ister. 1 g. Kuru madde üretimi için tükettiği su miktarı 600 g. Civarındadır. Yıllık yağışı 700-800 mm olan yöreler yulaf tarımı için en uygundur.
Kurağa dayanıklı olmayan yulaf, soğuğa da dayanıklı değildir. Yulafın vernalizasyon isteği belirgin olup, en düşük büyüme sıcaklığında uzun süre kalması gerekir.
Yüksek bir verim için toprakta bitki besin maddelerinin yeterince bulunması gerekir. Killi-tınlı, kumlu-bol humuslu topraklar yeterli nem bulunursa yulaf yetiştiriciliği için uygundur. Yulaf toprak tuzluluğuna da oldukça dayanıklı bir bitkidir.
Yulaf Ekim Nöbeti
Yulaf bitkisinin kökleri toprakta güç eriyen fosforlu ve potasyumlu bileşikleri çözerek bu maddelerden kolayca yararlanabilmektedir. Güçlü kök sistemi ile yulaf toprakta fazla miktarda organik madde bırakır. Bu nedenle iyi bir ekim nöbeti bitkisidir.
Yulaf karışık ekime de uygun bir bitkidir. Yonca ve üçgüllerle karışık olarak ekildiği zaman bu bitkileri güneşten koruyarak daha iyi gelişmelerini sağlar. Yulaf fiğ karışımları yem üretiminde (kuru ot yada silaj) önemli bir yere sahiptir. Yulaf ayrıca yeşil gübre olarak da kullanılmaktadır.
Yulaf için Toprak Hazırlığı, Ekim, Bakım ve Gübreleme
Yulaf tarımında toprak işlemenin zamanı ve yöntemi; ön bitkiye, yulafın ekim zamanına, yörenin yağış-sıcaklık ilişkilerine ve tarlanın otlanma durumuna göre değişmektedir.
Yulaf serin iklim tahılları içinde en çok su tüketen bitki olduğundan, toprak işlenenin amacı toprakta yeterli su biriktirmek olmalıdır. Bu nedenle yazlık yulaf ekilecekse tarla kıştan önce derin sürülerek ve kesekli olarak kışa bırakılıp, toprakta bol su biriktirilmesi sağlanmalıdır.
Yüksek verim için yulafın kışa dayanabileceği yerlerde, ekimi kışlık yapmak gerekir. Kışı çok sert geçen yörelerde erken yazlık ekim yapılmalıdır. Bitkilerin kışa 3-4 yaprakla girebileceği, yazlık ekimlerde ise sıcak ve kurak bastırmadan başaklanabileceği tarihe göre seçilmelidir. Yulafta vernalizasyon süresi uzun olduğundan, yazlık ekimler mümkün olduğunca erken yapılmalıdır. Vernalizasyon isteği tamamlanmayan yulaf sapa kalkamaz, dolayısıyla salkım oluşturamaz.
Yulaf ekimi, buğday için kullanılan ekim makineleriyle yada serpme olarak yapılabilir. Ağır tavlı topraklarda ekimi yüzlek, kuru tarım alanlarında ekimi derin yapmak uygundur. Tohumluğun 1000 tane ağırlığı 25 g'ın altında olması istenmez. Dekara 17-18 kg tohum yeterlidir.
Yulafın ilk gelişme dönemi ve besin maddesi alımı yavaştır. Gelişmenin başlangıcında yavaş olan azot alımı, zamanla artar ve çiçeklenme zamanında en fazladır. Fosfor ve potasyum alımı büyümenin başlangıcında yavaştır, sapa kalkmayla birlikte, bitkinin tüm besin maddeleri alımı ve su tüketimi artar. Yulafa verilecek gübre miktarı; ön bitkiye, yetiştirilecek yulaf çeşidine, iklim ve toprak koşullarına göre değişmektedir. Genellikle 4 kg azot (N) ve 4-6 kg fosfor =P2O5)lu gübre uygulaması yaygındır. Fosforun tamamı ekimle birlikte, azotun ise yarısı ekimle, diğer yarısı başaklanmaya kadar verilmelidir.
Hasat ve Harman
Yulaf tarımında en uygun hasat zamanının seçilmesi önemlidir. Kardeşlenme fazla olduğundan, bir bitkideki tanelerin tümünün olumu için gerekli süre, öteki serin iklim tahıllarına göre daha uzundur. Yulaf genellikle ana saptaki tanelerin sarı olum ile tam olum arasında olduğu devrede biçilmelidir. Saplar hasat sonrasında tarlada 3-5 gün yeterince kurutulduktan sonra harman edilmelidir.
Harmandan sonra elde edilen taneler belli bir süre kurutulduktan sonra depolanmalıdır. Eğer yulaf kuru ot için yetiştirilmişse sarı olumdan biraz önceki, silaj için yetiştirilmişse süt olum döneminde biçilmelidir. Kışlık ekilen yulaflar, yazlık ekilenlere göre birkaç hafta daha önce hasat olgunluğuna geldiği gibi, kışlık yulaflar daha fazla tane ve saman verimi sağlamaktadır.
Yulafın Değerlendirilmesi
Düşük üretim maliyeti ve tanelerinin besin değerlerinin yüksek olması nedeniyle, diğer tahıllarla karşılaştırıldığında, yulafın kahvaltılık olarak kullanımı ve evcil hayvanların beslenmesindeki önemi giderek artmaktadır. Yulafın başlıca kullanım alanları aşağıda özetlenmiştir:
Hayvan Yemi:
Yulaf öncelikli olarak hayvan yemi olarak kullanılmaktadır. Her türlü hayvan için çok iyi bir yem olan yulaf tanesi, kırma yada ezme olarak gene sığırların beslenmesinde, koyunların yem rasyonlarında öncelikli olarak kullanılmaktadır. Yulaf tanesindeki avenin maddesi genç organizmaların gelişmelerini, kasların güçlenmesini, süt ineklerinin verimini arttırmakta, tavukların birbirinin tüylerini gagalamalarını önlemekte e civciv ölümlerinin azalmasını sağlamaktadır.
Yulaf samanı, buğdaygil samanlarının en iyilerindendir, çünkü sapları yumuşak, yaprağı daha boldur, organik ve mineral maddelerce buğday ve arpa samanından daha üstündür.
İnsan Gıdası:
Yulaf insan beslenmesinde de kullanılmaktadır. Yulaf unu, yulaf ezmesi ve kepeği kahvaltılık olarak gelişmiş toplumlarda kullanılmaktadır. Bisküvi, bebek maması, çorba, sosis, salça ve ekmek yapımında yulaf tanesi kullanılmaktadır.
Yulaf tanesinin protein, yağ, vitamin, fosfor, demir ve kalsiyum içeriği yönünden zengin oluşu besleyici değerini artırmaktadır.
Gıda ve Tıpta Kullanımı:
Yulaf, lif içeriğinin yüksek olması, kolesterolü düşürmesi, koroner kalp hastalıklarına yakalanma riskini azaltması gibi yönleriyle insan sağlığı açısından da önemli bir bitkidir. Yulaf ezmesi şeker hastalarının diyetlerinde, kansızlığı önlemede ve kandaki yağ oranının düşürülmesinde kullanılmaktadır. Yulaf unu antioksidant özelliği nedeniyle yağlı besinlerin eksime ve kokuşmasını önlemektedir. Yulaf kavuzlarından da furfurol maddesi elde edilir. Bu madde bitkisel yağların rafine edilmesinde, plastik maddelerin çözülmesinde ve dezenfektan olarak kullanılmaktadır.
Yulaf Yetiştiriciliğindeki Sorunlar ve Çözüm Yolları
Bu denli önemli bir bitki olan yulafın ülkemiz tarımında yeterince yer alamayışının başlıca nedenleri aşağıda özetlenmiştir.
Kışlık çeşitlerin üreticiye yeterince ulaştırılamaması; Türkiye'de güvenilir kışlık yulaf çeşitlerinin ekimi yalnız kıyı bölgelerimizde yapılabilmektedir. Bu bölgelerde ise yulaf öteki tarla bitkileri ile ekonomik olarak yarışamamaktadır. Asıl tahıl ekim alanlarımız olan iç bölgelerimizde, yazlık yulaf ekimi yapılmakta, yetersiz yağış nedeniyle düşük verim sağlanmaktadır.
Yulaf ekim alanlarını genişletmek ve üretimi artırmak için tescilli kışlık yulaf çeşitlerinin çiftçiye ulaştırılması gerekmektedir.
Yulafın Hasat ve Harman Sorunları:
Yulaf bitkisinin kardeşlenme yeteneği fazladır, ancak fazla kardeşlenme gelişmiş salkım sayısını artırmaz, olumu geciktirir ve hasadı güçleştirir. Bitkideki salkım sayısının fazla olduğu durumlarda tanenin tümünün olumu için gerekli süre uzamaktadır. Genellikle ana saptaki tanelerin sarı olum ile tam olumu arasındaki devrede yulaf biçilmelidir. Bu durumda biçilen saplar 2-3 gün kurutulduktan sonra harman yapılmalıdır.
Ekim Nöbetinde Yeterince Yer Alamaması:
Yulaf gelişmiş kök sistemi nedeniyle, topraktaki besin maddelerinden öteki tahıllara göre daha iyi yararlanır.
Yulafın toprak seçiciliği ve toprak reaksiyonuna duyarlılığı fazla değildir. Çok ağır ve havasız topraklarda, yulaf yüzeye yakın kökler oluşturarak havalanmayı sağlar. Taban suyu yüksek arazilerde ekim nöbetine alınması gereken bir bitkidir. Aynı zamanda toprak tuzluluğuna dayanıklı olması nedeniyle sulu tarım alanlarında ekim nöbetinde yetiştirilebilecek başlıca tahıldır.
Yulaf ekim nöbetinde kullanılabilecek önemli bir bitki olmasına rağmen bugün hak ettiği yeri alamamıştır. Bunun nedeni sulu tarım alanlarında yetiştirilen diğer bitkilerle ekonomik olarak rekabet edememesidir. Sulu tarım alanlarında yetiştirilen yulafın veriminin yükseltilmesi ile bu rekabetin sağlayabileceği düşünülmektedir.
Yulaf Veriminin Düşük Oluşu:
Ülkemizde yulaf verimi dünya ortalaması civarında olmasına rağmen istenilen düzeyde değildir. Verimi artırmak için; kuru tarım alanlarında yetiştirme tekniklerinin kullanılması, sulu tarım alanlarında yulaf yetiştiriliciliğine yer verilmesi, gübre kullanımının sağlanması, uygun çeşit ve iyi tohumluk kullanımının sağlanması gerekmektedir.
Hastalıklar
Yulaf hastalıkları verim ve kalite düşüşlerine neden olmaktadır. Bu hastalıkların başında pas hastalıkları gelmektedir. Yulaf kara pası (Puccinia graminis avena Ericks), yulaf taçlı pası (Puccinia coronata avenae Pers.) olmak üzere 2 türlü olan pas hastalıklarına karşı en iyi mücadele dayanıklı çeşit kullanmak ve kültürel önlemlerdir. Bir diğer yulaf hastalığı rastık olup, yulafta zarar yapan iki türü vardır.
Yulaf açık rastığı (Ustilago avenae) ve yulaf kapalı rastığı (Ustilago levis, ustilago kolleri). Ekim zamanını kaydırmak yada tohum ilaçlaması yapılmasının yanında, dayanıklı çeşit kullanılmalıdır.
Tüketimin Yeterli Düzeyde Olmaması:
Ülkemizde üretilen yulafın büyük bir kısmı hayvan yemi olarak tüketilmektedir. Hayvan beslenmesindeki sayısız yararları nedeniyle yulafın hayvan beslenmesinde daha da çok kullanılması gerekmektedir. Çünkü yulaf tanesinde bulunan avenin maddesinin, genç organizmaların gelişimini hızlandırmak, süt verimini ve yağ oranını artırmak, koyun ve kuzuların beslenmesine uygun olması gibi sayısız yararları vardır.
Yulaf insan beslenmesi ve sağlığı açısından da önemli bir bitki olmasına rağmen bu önemi insanlarca yeterince bilinmemektedir. Bu önemin anlatılması ve kullanımının yaygınlaştırılması gerekmektedir.