Canlı
Canlı Nedir ?
Herhangi bir canlının tek bir hücresini düşünecek olursak, canlı olmanın bütün gereklerini aslında bu tek bir birimsel yapı üzerinde görebiliriz.
Canlı, organize olan ve bu organize karakteri sayesinde de kendinin devamını sağlayabilendir. Kendiliğinden çeşitli kimyasal tepkimeleri gerçekleştiren, bu tepkimeler sayesinde yapı taşlarını kendisi oluşturabilen veya gerektiğinde yıkabilen, üreyebilen, içinde bulunduğu koşullardan haber alabilen ve bunlara karşı tepkiler oluşturabilen ve en önemlisi de, bunların hepsini yapabilmek için mutlaka enerjiye ihtiyaç duyan her şey canlıdır.
Canlıların kabul gören 3 temel ayırt edici özelliği;
(1) beslenme, (2) üreme ve (3) etraflarında olup bitenden haberdar olma (duyumsama) olarak sayılır.
Bunların hepsinin temelinde ise, bir enerji gereksinimi vardır. Örneğin; bazı kristallerin de kendi kendilerine büyüdükleri bilinmektedir. Ancak gelişmek, üremek ve diğer her şey için, canlılar mutlaka enerjiye ihtiyaç duyarlar.
Çeşitli yaşamsal fonksiyonların ortaya çıkması, canlıların doğal yapısal özelliklerinin bir sonucudur. Örneğin beslenme, hücrenin canlı yapısının devamı ve işlevlerini yerine getirebilmesi için gerekli olarak ortaya çıkmıştır.
Dünya üzerinde bulunan tüm canlılar, DNA ve/veya RNA olarak bilinen nükleik asitleri taşırlar. Bu moleküller, yeni bir neslin meydana getirilebilmesi için gerekli olan bilgiyi depolar. Cansız varlıklarda ise, kendiliğinden çoğalma (üreme) söz konusu olmadığı için, bu tip bir bilginin depolanma gereksinimi de yoktur.
Canlılar; çevreye uyum sağlama, üreme, kalıtım gibi ortak özelliklere sahip doğal varlıklar grubunun üyesi. Canlılar, "yaşam" denilen ve nasıl oluştuğu hâlâ çözülemeyen gizin temel öğeleridir.
Canlıların Ortak Özellikleri
- Özel bir kimyasal dizilim
- Hücresel dizilim
- Organizasyon
- Uyarılma
- Uyarıya Tepki verme
- Enerji kullanımı
- Çevreye uyum
- Üreme
- Evrimsel uyum ve varyasyonların kalıtımı
Canlıların hepsi hücrelerden oluşmuştur. Hücrenin ilkelliğine göre Prokaryotik (ilkel) ve Eukaryotik (Ökaryotik) (gelişmiş) canlılar olmak üzere ikiye ayrılırlar.
İlk zamanlar sınıflandırma şöyle yapılmıştır; öncelikle "bitkiler" ve "hayvanlar" diye canlılar ikiye ayrılmaktaydı. Sonradan bakteriler gibi tek hücreli canlılar keşfedilip ne bitki ne hayvan özellikleri gösterdikleri farkedilince üçüncü grup olarak "tek hücreliler" grubu ortaya çıktı (Haeckel 1894). Sonradan farkedilen ise bu tek hücrelilerin de prokaryotlar ve ökaryotlar olmak üzere iki çeşitli olduklarıydı. Dolayısıyla tek hücreliler grubu " monera " ( prokaryotik ) ve "protista" ( ökaryotik ) olmak üzere ikiye bölündü. En son olarak da, daha önceden bitkiler grubunda yer alan mantarların aslında fotosentez yapamadıkları farkedildi; bitki sayılamayacakları düşünülerek onlara da ayrı bir grup açıldı (Whittaker 1959) ve bugünkü sınıflandırma sistemi elde edilmiş oldu.